Pestisit nedir?
Pestisitler; böcekler, kemirgenler dâhil olmak üzere her türlü zararlı, mantarlar ve istenmeyen bitkiler (yabani otlar) ile mücadelede kullanılan kimyasal bileşiklerdir.
Pestisitler; gıda sektöründe yakından bildiğimiz tarımsal mücadele amacıyla kullanıldıkları gibi, halk sağlığı alanında sivrisinekler gibi hastalık taşıyıcıları öldürmek amacıyla da kullanılırlar.
Hamamböceği ve sinek ilaçları, fare zehirleri gibi pek çok kimyasal bu gruptadır.
Pestisitler tarımsal üretimde verimi korumak veya arttırmak amacıyla kullanılırlar. “Tarım ilaçları (pestisitler) elerdir ve gıdalarımıza nasıl bulaşırlar?” videosunu izlemek için tıklayınız.
Pestisitler zararlı mıdır?
Yapısı gereği canlı organizmaları öldürmek için üretilmiş olan pestisitler potansiyel olarak insanlara, hayvanlara ya da çevreye karşı zararlıdır; bu nedenle bu konuda belirlenen kurallara harfiyen uyarak kullanılmalı ve yine atıkları, belirlenen kurallara uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır.
Kuralına uygun kullanılmayan pestisitler miktarlarına ve insanların maruz kalma yollarına göre akut ve kronik hastalıklara neden olabilirler.
Pestisitlerle ilgili sağlık sorunu ile karşılaşan en büyük risk grubu, bu ürünleri uygulayan kişilerdir. Ancak İyi Tarım Uygulamalarına göre üretim yapmayan, mevzuata aykırı davranan üreticiler, onaylı pestisitler kullansalar dahi ürettikleri gıdalar aracılığı ile insan sağlığı açısından risk oluşturabilirler.
Kullanılan pestisitler yarılanma ömürleri doğrultusunda doğada, toprakta, suda varlıklarını korumaya ve bulaşmaya devam edebilirler.
Pestisitlerin gıdalar ve çevre ile ilgili güvenlik çalışmalarını yapan kurum var mıdır? Üründeki maksimum kalıntı miktarlarını hangi kurumlar belirler?
Dünyada küresel düzeyde ve Avrupa Birliği’nde bölgesel düzeyde pestisitlerle bağlantılı gıdalar ve çevreyle ilgili risk değerlendirmesi yapılmaktadır. Pestisitlere ait ADI değerinin belirlenmesi, gıda katkı maddelerinde olduğu gibi bağımsız bir risk değerlendirme çalışması sonucudur.
Pestisitlerin risk değerlendirme çalışmalarını küresel düzeyde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) altında, Pestisit Kalıntıları Üzerine Çalışan Ortak Uzmanlar Komitesi (JMPR) yürütmektedir.
Avrupa Birliği’nde bu çalışmaları Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) yürütmektedir.
Bu komiteler, gıda katkı maddelerinde olduğundan farklı olarak piyasada bulunacak ürünlerin maksimum kalıntı limitlerini de belirlemektedir.
Bu kurumların ortak özellikleri; konu ile ilgili tüm meslek gruplarını bünyelerinde barındırmaları; bağımsız, bilimsel kurumlar olmaları ve üyelerinin menfaat çatışması içinde bulunmamalarıdır. Her iki kurumun birbirleriyle de hiyerarşik ilişkileri bulunmaktadır.
Çalışmalarını şeffaf ve izlenebilir biçimde yürütmekte, çalışmalarına ilgili konular bazında bağımsız bilim adamlarını dâhil etmektedirler.
Tüm bunlar dikkate alındığında; kurumsal, bağımsız ve multidisipliner çalışma sonucu belirlenen ADI değeri güvenilirdir. Belirlenen bu değer ülkemiz de dâhil olmak üzere, tüm ülkelerce referans kabul edilerek benimsenir. Aynı şekilde maksimum kalıntı limitlerine de yasal olarak uyum sağlanmaktadır.
Neler pestisit değildir?
- İnsan ya da hayvan (sürüler ya da evcil hayvanlar) hastalıklarına karşı kullanılan ilaçlar,
- Suni gübre, suni besin gibi bitki sağlığı ve yaşayabilmesi için kullanılan maddeler,
- Biyolojik kontrol ajanları (haşere yiyen uçuç böceği ve kuşlar) (bazı belirli mikroorganizmalara karşı kullanılanlar hariç)
- Sarmısak ve nane yağı gibi düşük risk taşıyan ürünler pestisit değildir.
Bitki gelişim düzenleyicisi ve hormon nedir? Bu maddeler de pestisit tanımı içinde midir?
Bitki hormonları; her canlıda olduğu gibi bitkilerde de doğal olarak üretilir ve bitkilerin gelişimleri için vazgeçilmezdir. Bitkisel hormonlar, yaprak ve çiçek oluşumu, köklerin uzaması, meyvelerin gelişmesi ve olgunlaşması gibi büyüme süreçlerini kontrol eder ve düzenlerler. Bu hormonlar ve sentetik benzerleri (bitki gelişim düzenleyicileri) yasal risk değerlendirme ve kontrol sistemleri açısından pestisitlerle beraber bitki koruma ürünleri altında değerlendirilirler. Kurallar dahilinde kullanımları vardır.
Pestisit kullanmadan üretim yapmak mümkün müdür?
Mümkündür. Organik tarım, özellikle üretimde kullanılan kimyasallara karşı geliştirilmiş bir modeldir. Ancak içinde bulunduğumuz küresel koşullarda (nüfus, iklim koşulları, tarımsal üretime elverişli alanların miktarı vb), dünyayı tümüyle organik tarımla beslemek mümkün görünmemektedir.
Hangi gıdalarda pestisit kalıntısı söz konusudur?
Üretiminde pestisit kullanılan bitkilerde ve onlardan elde edilen ürünlerinde, tükettikleri yemler nedeniyle hayvansal ürünlerde ve onlardan elde edilen ürünlerde ve nihayetinde çevresel bulaşı nedeniyle pestisite maruz kalmış ürünlerde kalıntı söz konusudur. Önemli olan bu kalıntının, yürütülen risk analizleri sonucunda belirlenen limitler içerisinde olup olmadığıdır.
Gıdalarda neden limit aşan pestisite rastlanabilir?
Pestisitlerin İyi Tarım Uygulamaları doğrultusunda ve mevzuatta belirtilen kurallara uygun biçimde kullanılması gerekmektedir. Aşırı miktarda pestisit kullanımı veya pestisit kullanımının ardından yok olmalarını beklemeden hasat etmek limit aşan pestisit kalıntısının başlıca nedenleridir. Pestisitler izin verilen üründe, izin verilen miktarda ve önerilen zamanlarda kullanılmalı, hasat için yeterli zaman geçmesi sağlanmalıdır.
Satın alınan üründe maksimum limiti aşan pestisit kalıntısı olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Bunu anlamanın tek yolu yetkili ve bu konuda akredite bir laboratuvarda analiz yaptırmaktır. Ürünün görünüşüne bakarak pestisit kalıntısı açısından riskli olup olmadığı anlaşılamaz.
Satın alınan ürünü iyice yıkamak, sirkeli suda ya da sadece suda bekletmek pestisit riskini azaltır mı?
Kimi zaman evet. Gıdaya uygulanan pestisitler etki biçimleri açısından kontak etkili (bitkinin yüzeyinde kalan) veya sistemik etkili (bitki bünyesinde dolaşarak meyveye, yaprağa, köke ulaşan) olabilirler. Kimyasal olarak suda çözünen ya da yağda çözünen maddeler olabilirler.
Suda çözünen ve sistemik olmayan bir pestisit kalıntısı için akar su altında yıkama pestisitleri uzaklaştırmada etkin bir yöntem olacaktır. Ancak sistemik etkili pestisitler ve yağda çözünen pestisitler için iyi yıkamak etkili bir yöntem olmayacaktır.
Satın alınan gıdaları sabun veya deterjanla yıkamak pestisit kalıntılarını uzaklaştırmak için etkili bir yöntem midir?
Sabun ve deterjanlar gıdaları yıkamak için geliştirilmiş ürünler değildirler. Gıdaları bu ürünlerle herhangi bir amaç için yıkamak tavsiye edilmemektedir.
Veteriner ilacı nedir?
Hayvanlarda hastalıkları tedavi, önleme veya teşhis amacıyla veya hayvanın davranış ya da fizyolojik fonksiyonlarını değiştirmek amacıyla uygulanan farmakolojik maddelerdir.
Veteriner İlaçlarının Riskleri Nasıl Değerlendirilir?
Gıda katkı maddeleriyle ve pestisitlerle ilgili yapılan risk değerlendirme çalışmalarının benzeri veteriner ilaçları için de yapılmaktadır. ADI değerinin belirlenmesi, gıda katkı maddelerinde ve pestisitlerde olduğu gibi bağımsız bir risk değerlendirme çalışması sonucudur.
Pestisitlerin risk değerlendirme çalışmalarını küresel düzeyde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) altında, Gıda Katkı Maddeleri Üzerine Çalışan Ortak Uzmanlar Komitesi (JECFA) bünyesindeki Veteriner İlaçları Uzmanlar Komitesi yürütmektedir.
Avrupa Birliği’nde bu çalışmaları Avrupa İlaç Ajansı (EMA) yürütmektedir.
ADI değerlerinin belirlenmesinin ardından; veteriner ilaç kalıntıları için gıdalara yönelik maksimum kalıntı değeri belirleme süreci; küresel çapta Codex Alimentarius Commission tarafından; Avrupa Birliği’nde ise Avrupa İlaç Ajansı’nın (EMA) Veterinerlik Amaçlı Tıbbi Ürünler Komitesi (CVMP) tarafından yürütülmektedir.
Tüm bu çalışmalar sonucunda belirlenen limit ve koşullara uygun biçimde kullanılan veteriner ilaçları güvenli kabul edilir.
Belirlenen bu değerler ülkemiz de dahil olmak üzere, tüm ülkelerce referans kabul edilerek benimsenir. Aynı şekilde maksimum kalıntı limitlerine de yasal olarak uyum sağlanmaktadır.
Veteriner ilaçları gıda güvenliği için neden önemlidir?
Veteriner ilaçları, tedavi görmüş veya teşhis amacıyla ilaç uygulanmış hayvanlardan elde edilen gıdalarda kalıntı bırakabilmektedirler. Bu kalıntılar farmakolojik olarak aktif maddeler, yardımcı maddeler veya bunların parçalanma ürünleri veya metabolitleri olabilir.
Veteriner İlaçları Zararlı mıdır?
Veteriner ilaçlarının bir kısmının insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri bulunabilir. Bu etkiler alerjik reaksiyonlar gibi kısa sürede ortaya çıkabildiği gibi; karsinojenik etki veya insan mikrobiyotasının bozulması gibi uzun vadede de görülebilir. Sevinerek belirtmek gerekir ki; kalıntı halinde alındığında kansere neden olma riski taşıyan ilaçların gıda hayvanlarında kullanılması AB yasalarına uyum gereğince yasaklanmıştır. Diğer bir deyişle kanser yapabilme riski taşıyan bir kimyasalın veteriner ilacı niteliği kazanması mümkün değildir. Veteriner ilaçları ilgili diğer önemli ve güncel bir konu; gıda üreten hayvanlarda antimikrobiyal ilaç kullanımı, hayvanlarda bulunan zoonotik bakterilerde antimikrobiyal direncin gelişmesine neden olabilir ve dirençli zoonotik bakteri bulaşık hayvansal ürünleri alan insanlarda ciddi, tedavisi zor olan enfeksiyonlara yol açabilir.
Antimikrobiyal Direnç Nedir?
Antimikrobiyel Direnç (AMD), çoğunlukla bakteriler olmak üzere, virüsler, mantarlar ve parazitler zamanla antimikrobiyel ilaçlara yanıt vermediğinde ortaya çıkar. Antimikrobiyal Direnç, enfeksiyonların tedavi edilmesini zorlaştırarak, hastalık yayılımı, ağır hastalık ve ölüm riskini arttırır.
İlaç direncinin bir sonucu olarak, antibiyotikler ve diğer antimikrobiyal ilaçlar etkisiz hale gelir ve enfeksiyonların tedavisi giderek daha zor veya imkânsız hale gelir.
Antimikrobiyal Direnci Önlemede Üreticilerin Sorumlulukları Nelerdir? Tüketiciler Bu Konuda Ne Yapabilir
Bu konuda geliştirilen yasal kurallar gereği gerek insanlara, gerekse hayvanlara yönelik olarak kullanılacak antibiyotiklerin reçeteli olması gerekmektedir.
Hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin, mutlaka reçeteli antibiyotik kullanmaları; verilen doz ve kullanım koşullarına harfiyen uymaları gerekmektedir. İlaç arınma süreleri tamamlanmadan hayvanların et, süt, yumurta gibi ürünleri piyasaya sürülmemelidir. Artık ülkemizde de hayvanlarda kullanılan antibiyotikler reçeteli satılmak zorundadır.
Gıda sektöründe et, süt, yumurta gibi hayvansal ürünleri kullanan işletmelerin hammadde kontrollerinde mutlaka antibiyotik kalıntılarını takip etmeleri gerekir.
Tüketiciler ise; kayıtlı veya onaylı işletmelerde üretilen; kontrollü ürünleri tüketmelidirler. Diğer yandan tüketicilerin de kendi hastalıklarına yönelik antibiyotik kullanımında mutlaka doktor reçetesi ile ilaç kullanmaları; verilen ilacın dozunu tamamlamaları son derece önemlidir.