Suspension of Tomato export to Russian Federation and Its Effects
Rusya Federasyonu’na (RF) yapılan yaş sebze meyve ihracatında RF zirai ilaç (pestisit) yasal kalıntı limitlerinin aşılması nedeniyle 7 Haziran 2008 tarihi itibarıyla bazı tarımsal ürünlerimizin RF’ye girişi yasaklandı. RF son beş aylık dönem içerisinde Türkiye’den gelen ürünlerde kendi pestisit limitlerinin üzerinde olan sonuçlar saptamıştır. RF’nun yaş sebze ve meyvelerin ithalatında uyguladığı pestisit, nitrat (gübre) ve ağır metallerden oluşan listesinde özellikle pestisit kalıntı limitleri Türk ve AB limitlerinin genelde altında olmaktadır. Yani RF için uygunsuz olan bazı ürünlerin Türk ve AB limitlerine göre uygun olabileceği de göz ardı edilmemelidir. Rusya’nın maksimum kalıntı limitleri, Türk ve AB’nin kabul ettiği standartlardan, bazı pestisitler için 40, bazıları için 100 kat daha aşağıdadır.
Bazı basın organlarında olduğu gibi ‘Rusya’nın almadığı zehirli yaş sebze ve meyveler Türkiye’de tüketiliyor’ açıklanması doğru bir ifade olmamaktadır. Zira, Rusya’dan yüksek pestisit seviyeleri nedeniyle geribildirim alan ürünler 5 ay önce gönderilmiş ve Rusya’nın iç piyasasında tüketilmiş ürünlerdir. Sonuç olarak RF’dan ülkemize geri gönderilmiş ve iç piyasaya sunulmuş herhangi bir ürün bulunmamaktadır. Türkiye’de, yıllık ortalama 25 milyon ton sebze ve 15 milyon ton meyve üretiliyor. Üretilen meyve sebzenin 2.1 milyon tonu yani % 5’i doğrudan ihraç ediliyor. Bu % 5’lik kısmın da kontrollü bir şekilde ihracatı mümkün olmaktadır. Geri kalan % 95’lik kısım ise iç piyasada tüketilmektedir. Burada asıl sorun % 5’lik kısımda değil % 95’lik kısımda oluşmaktadır. Geri kalan % 95’lik kısmın kontrol ve denetim altına alınması esasında Türk tüketicisinin sağlığı açısından önem arz eden asıl konudur. Bunun için bir an önce “Hal Yasasının ve Taze Sebze ve Meyve Üretiminde Bitki Koruma Ürünü Kalıntısının Önlenmesi” konusundaki yasaların çıkartılarak ivedilikle uygulamaya geçirilmesi ve bu şekilde tüm ürünlerde izlenebilirlik ve kayıt altına alınmanın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu şekilde sorunun asıl çözümü olan ve İTU olarak anılan “İyi Tarımsal Uygulamaları”na da geçilmiş olacaktır. AB’nde olduğu gibi piyasa kontrollerine ve raftan toplanan ürünlerin analizlerinin etkin bir şekilde yapılması mevcut durum tespiti ve yapılanların doğrulaması açısından son derece önemlidir. Pestisitler bitki zararlılarını önleyen, uzaklaştıran, yok eden, madde ya da maddeler karışımıdır. Pestisitler genelde geleneksel tarımda kullanımına tüm dünyada izin verilen maddelerdir. Aslında pestisitlerle ilgili esas tehlike; söz konusu ürün için doğru olmayan pestisitin, doğru olmayan miktarda ve doğru olmayan zamanda kullanılmasıyla ortaya çıkmaktadır ve böyle bir doğru olmayan uygulama sonucunda ürün üzerinde yüksek miktarda pestisit kalıntısı bırakır. Pestisit kalıntıları gıda güvenliği tehlikeleri arasında üst sıralarda yer alır ve kimyasal tehlikeler grubunu oluşturur. Bunlar mikrobiyolojik tehlikelerin ortaya çıkardığı sorunlardan farklı olarak uzun vadede vücutta birikim yapan kronik ve sinsi etkiler göstermektedir. Pestisit kaynaklı hastalıklar gıdaların tüketiminden yıllar sonra ortaya çıkabilir. Pestisit gibi vücutta birikim yapmanın sonucunda etkisini gösteren sağlık sorunlarının net bir nedenini bulmak genelde çok zordur. Pestisitler aslında doğru bir şekilde kullanıldıklarında gıdalarda zararlı miktarlarda kalıntı bırakmamaktadırlar. Zaten yasal pestisit kalıntı limitleri de pestisitlerin doğru bir şekilde kullanıldığındaki miktarıdır. Bilinçsiz kullanım, erken hasat ve yasak olan pestisitlerin kullanımı nedeniyle pestisit sorunlarına AB’ne göre Türkiye’de daha fazla rastlanmaktadır. Ülkemizde hem İl Kontrol Laboratuarları, hem de Özel Gıda Kontrol laboratuarları artık hem sayı, hem de vasıf bakımından çok iyi bir düzeydedir. Pestisit analizlerinde bu akredite laboratuarlardan ülke olarak çok daha etkin bir şekilde faydalanılması gerekmektedir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın izlenebilirlik, dolayısıyla ITU’nı hayata geçirmesi ve bu konuda yapılan çalışmalar ve analiz sonuçlarının periyodik olarak bakanlık web sitesinde paylaşılmasıyla tüketicilerin bilinçlendirilmesi, hassasiyet ve tedirginliğinin giderilmesi sağlanabilecektir. Tüketicilerin ürün satın alırken, ambalajlı ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan izin almış ürünlere yönlenmesi bu tip riskleri oldukça azaltacaktır. Diğer taraftan nonsistemik pestisit riskinin azaltılmasında meyve ve sebzeleri iyice yıkamak, kabuklarını soymak önemli bir fayda sağlayacaktır. Ancak, bu işlemlerin bazı pestisit kalıntıları için yeterli olmadığı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Burada Tarım Bakanlığı’na, üreticiye, ihracatçıya ve tüketiciye büyük bir görev düşmektedir.