Turkish Food Safety Association Raises Public Awareness on False News
Gıda güvenliği kavramının toplumda benimsenmesi ve yaygınlaştırılması amacı ile yola çıkan Gıda Güvenliği Derneği, internette, özellikle e-posta yoluyla yayılan asparagas haberlere karşı harekete geçti. Yaptırdığı araştırma ile tüketicilerin internet üzerinden yayılan haberlerden oldukça etkilendiğini tespit eden dernek, tüketicilerde yanlış / hatalı bilgi veren asparagas haberlere karşı doğru bilgi verme ve bilinç yaratma amacıyla bir Çağrı merkezi kurarak “Güvenli Gıda, Sağlıklı Türkiye” projesinde ilk adımı atmış oldu. Gıda güvenliği kapsamında doğru bilginin adresi olacak çağrı merkezinde, ayda 15 bin soruya yanıt verilebilecek.
Topluma “gıda güvenliği” kavramını benimsetmek üzere kurulan Gıda Güvenliği Derneği, toplumun internet yoluyla yayılan asparagas haberlere karşı bilinç düzeyini artırmak üzere “Güvenli Gıda, Sağlıklı Türkiye” projesini başlatıyor. Özellikle e-posta yoluyla yayılan zincir mesajların halkı gıda güvenliği konusunda olumsuz etkilediğini ve bu mesajlarla gerçek dışı bilgiler verildiğini belirleyen dernek, halka “doğru bilgi” vermeyi amaçlıyor. Dernek, Türk halkının gıda güvenliği konusunda algı ve bilinç düzeyini ölçmek amacıyla yapılan kapsamlı bir de araştırma yaptırdı. Yapılan araştırmaya göre; Türk tüketiciler gıdalar yoluyla sağlıklarının bozulma olasılığını trafik kazasında yaralanma olasılığı ile eşit görüyor. Aynı araştırmaya göre, tüketiciler gıda ile ilgili internetten duydukları bilgilere inanıyor ve satın alım davranışlarında bu bilgileri göz önünde tutuyor…
Ayda 15 Bin Soruya Yanıt VerilebilecekGıda Güvenliği konusunda doğru bilginin adresi olacak “Çağrı Merkezi”, ayda 15 bin tüketici sorusunu cevaplayabilecek. “Güvenli Gıda, Sağlıklı Türkiye” projesi kapsamında faaliyete geçen çağrı merkezi, tüketicileri asparagas haberlere karşı bilinçlendirmenin yanı sıra, gıda üzerine merak edilen her türlü soruya da yanıt verecek. Dernek, gıdaların üretim aşamalarından tüketim şartlarına kadar geniş bir yelpazede bilgi bankasına sahip olan çağrı merkezi aracılığı ile halkı yanlış bilgilendiren / yönlendiren haberlerle mücadele edecek. Samim Saner: “Türk Halkının Aklında Cevapsız Soru Kalmasın
Gıda Güvenliği Derneği’nin internet üzerinden yayılan şehir efsanelerinin tüketici üzerinde etkilerini ölçen araştırma sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmak ve tüketicinin gıda sağlığı konusunda doğru bilgilendirilmesine katkıda bulunmak üzere hizmete açılan Çağrı Merkezi’ni tanıtmak amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Dernek Başkanı Samim Saner, asparagas haberlerle tüketiciyi bilinçlendirerek mücadele edeceklerini söyledi.
Asparagas haberlerle mücadelede en etkili yolun tüketiciyi gıda güvenliği konusunda bilinçlendirilmek olduğuna değinen Saner, Çağrı Merkezi’nin bu alanda atılmış bir ilk adım olduğunu, “Güvenli Gıda, Sağlıklı Türkiye” projesi kapsamında çok sayıda ‘bilinçlendirme projeleri’ne imza atacaklarını söyledi. Saner, bu konuda şu açıklamayı yaptı: “Türk tüketicilerinin endişeleri, danışacağı adres konusundaki soru işaretleri Gıda Güvenliği Derneği olarak bizleri harekete geçirdi. İşte bu yüzden iki bilgi paylaşım platformunu geliştirdik ve devreye soktuk: Çağrı Merkezi’mizde gıda güvenliği konusunda 200 saat eğitim görmüş elemanlarımız ayda 15 bin soruya yanıt verebilme kapasitesine sahipler. Elemanlarımız tüketicilerin sorularına yanıt vererek yanlış inanışları düzeltirlerken, yeni güçlendirdiğimiz web sitemizde de tüketiciler için doğru bilginin adresi olmaya devam edeceğiz. Bilgi bankamızda yanıtları bulunmayan sorular ise, daha sonra tüketici aranıp bilgi verilmek üzere Gıda Güvenliği Danışma Kurulu tarafından yanıtlanacak.”
Gıda Güvenliği Bilgi Düzeyi Araştırması Türk Tüketicisinin Bakış Açısını Yansıtıyor
Internet üzerinden yayılan şehir efsanelerini tüketiciler üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla Gıda Güvenliği Derneği tarafından GfK Türkiye’ye yaptırılan Gıda Güvenliği Bilgi Düzeyi Araştırması, internetin tüketiciler üzerindeki gücünü doğrular nitelikte.* Araştırma ile ilgili bilgi veren Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner “Araştırmamız gıda güvenliği konusunda Türk tüketicisinin halet-i ruhiyesini yansıtan önemli bir çalışma oldu. 17 ilde gerçekleşen, yüzde 74’ü kadın, yüzde 26’sı erkek, 661 kişiyi kapsayan araştırmaya göre Türk tüketicisi için gıda güvenliği önemli bir yörüngede, tüketicinin endişeleri yüksek ve komplo teorilerine eğilimli” dedi.
Saner, araştırma sonuçlarını şöyle yorumladı: “Tüketicilerin yarısının (yüzde 51) ‘İnternetten edindiğim bilgiler ürünleri satın almamda etkilidir’ ifadesi ye internette dolaşan her habere inanarak sürekli tükettiği bir gıda maddesinden hemen vazgeçebiliyor olması (yüzde 58) ne denli manipülasyona açık olduğunu gösteriyor. Türk tüketicisinin yüzde 57’si internetten yayılan her bilgiye inanırken, internette dolaşan asparagas haberleri ‘gerçek dışı’ bulanların oranı yüzde 37. ‘Her zaman gerçek dışıdır’ diyenlerin oranı ise yüzde 21. Bu sonuçlar bize asparagas e-zincirlere karşı kapsamlı ve köklü bir duruş sergilenmemiz gerektiğini gösterdi. Doğru sanılan yanlışlarda yeni bir fenomen olarak karşımıza çıkan zincir e-postalar ya da internet asparagasları hayatın hemen her alanında birçok kişi ve kurumu hedef tahtası haline getirerek telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi zararlara neden olabiliyor.”
Asparagasa Zengin de İnanıyor Fakir de
Basın toplantısında söz alan Yeditepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Artemis Karaali, ‘Asparagas Haberlere Akademik Bakış’ başlıklı konuşmasında Gıda Güvenliği Derneği’nin başlattığı bilinçlendirme projesini bu konuda atılmış önemli bir ilk adım olarak gördüğünü belirtti. Türkiye’de internetten yayılan asparagas haberler nedeniyle bir ‘bilgi kirliliği’ ortamının yaşandığını, bu bilgiler nedeniyle zaman zaman gıda sektörünün çok ağır yaralar alabildiğini, hedef tahtası haline gelen firmaların neredeyse satışlarının durduğunu belirten Karaali, bu nedenlerle, bilgi kirliğini önlemek için bilim insanlarının ve medyaya görevler düştüğünü söyledi.
Karaali, asparagas haberlere inanış konusunda tam bir eşitlik yaşandığını, fakir-zengin, eğitimli-eğitimsiz ayrımı olmaksızın hemen herkesin asparagas haberlere inanabildiğini belirterek, “Türkiye’de gıda güvenliği konusunda henüz tüketici bilincinin tam anlamıyla oluştuğunu söylemek çok zor. Tüketicinin bu denli kirlenmiş bilgiyle boğulduğu bir ortamda, eğitimli kişilerin dahi doğru bilgiyle yanlış bilgiyi birbirinden ayırt etmesi oldukça zor görünüyor” dedi.
Teknoloji Uzmanı Serdar Kuzuloğlu “Lütfen Bunları Sevdiklerinize Anlatın”
Teknoloji uzmanı Serdar Kuzuloğlu ise ‘İnternetten Doğan Hurafeler, Türkiye ve Dünyada Yaşanan Sıkıntılar’ başlıklı konuşmasında, ilk çıkış noktası çoğu zaman bulunamayan e-posta zincirlerin, dünyanın her ülkesinde özellikle sağlıkla ilgili konularda insanları çoğunlukla yanlış bilgilerle, hurafelerle beslediğine değinerek “Farklı kültürler, farklı diller ve buna bağlı farklı kullanım yöntemleri ve kültürlerine rağmen bugün internet üstündeki suç ve sorunlar yüz yıllara dayalı hukuk ve güvenlik önlemleriyle korunan, gerçek yaşama kıyasla çok daha küçük bir oranda görülüyor. Ancak web2.0 dediğimiz ve kullanıcıların sitelerin içeriğini okuyup, izleyip tüketmek yerine katkıda bulundukları; hatta kimi durumda içeriğinin sadece kullanıcılar tarafından yaratılan içerikle oluştuğu dönemde işler giderek karmaşıklaşıyor” dedi.
Kaotik bir ortamda yayılan asparagas bilgilerin zararının boyutlarının tam olarak ölçülememesinin büyük bir sorun olduğunu söyleyen Kuzuloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir marka ya da gıda kategorisi adına yayılan yanlış bilgilerin zamana yayılan etkilerini kestirmek güç. Üstelik aynı yöntemi kullanarak bilginin doğrusunu yaymaya da imkân yok. Ortada dolaşan asparagaslardan bir seçme yaptığımızda etin üstüne kola dökerseniz anında kurtçuklar çıkmaya başlaması; mikrodalga fırında plastik kap kullanımının kanser yapması; sakızlarda örümcek yumurtasının kullanılması, çikolatalı sütler çok inek kanı içerdiği için fabrikaların almadığı sütlerden yapılıyor olması gibi yaratıcılık anlamında dudak ısırtan örneklere rastlıyoruz. Bugüne kadar yaşanan örneklerde Türkiye’nin en büyük eksikliği hemen her gelişmiş ülkede bir örneğine rastlanan ‘bilgi doğrulama’ kaynağına sahip olmamasıydı. Ancak bugün gıda konusunda işin doğrusunu yanlışını konunun bilimsel anlamdaki uzmanları ve üretici firma sorumlularından gelen bilgiler ışığında inceleyebileceğimiz Gıda Güvenliği Derneği’nin Çağrı Merkezi’nin hizmete girmiş olması umut verici bir gelişme.”
Gıda Güvenliği Bilgi Düzeyi Araştırması’ndan İlginç Notlar: Türk Tüketicisi Diyor ki; “Hayatımdaki En Büyük Üç Risk: Trafik, Çevre Kirliliği, Gıda”Gıda Güvenliği Derneği tarafından GFK Türkiye’ye yaptırılan araştırma Türk tüketicisinin risksiz bir hayat düşünemediğini gözler önüne seriyor. Türk tüketicisine göre çevre kirliliği nedeniyle sağlığının bozulma riski (yüzde 88). Trafik kazasında yaralanma riskiyle (yüzde 87) gıdalar yoluyla sağlığının bozulma riski başabaş (yüzde 86). Oysa, Avrupa Birliği vatandaşlarının büyük çoğunluğu ‘Çevre Kirliliği’ (yüzde 61) ve ‘Trafik Kazaları’nı (yüzde 51) başlarına gelme ihtimali en yüksek olan potansiyel riskler olarak görüyor. İş gıda güvenliğine gelince daha rahatlar; yüzde 40’ı sağlıklarının gıda ürünleriyle bozulabileceğini düşünüyor. Yalnız Avrupa kıtasında da homojenlik söz konusu değil. İskandinav ülkeleriyle Balkan ülkeleri apayrı dünyalar. Yunanistan-Malta gibi ülkelerde tüketicinin gıda maddeleri yüzünden sağlığını kaybetme korkusu yüzde 60 iken, Finlandiya’da bu oran yüzde 20’ye düşüyor.
Türk Tüketicisi Konu Gıdalar Olunca Bilim Adamlarına ve Hekimlere Güveniyor
Türk tüketicisinin en çok güvendiği bilgi kaynaklarının başında bilim adamları (yüzde 53) ve ikinci sırada hekimler (yüzde 41) geliyor. Avrupa tüketicisinin gıda riskleri konusunda yapılan bilgilendirmelerde en çok güvendiği bilgi kaynakları tüketici örgütleri (yüzde 32) ve hekimler (yüzde 32). Tüketiciye Göre Gıda Güvenliğinde Geriye GidiyoruzTürk vatandaşlarının yarıdan fazlası gıda güvenliğinin
– 10 yıl önceye göre daha kötüye gittiği fikrine sahip.(%52) – %38’i geliştiğini,
– %7’si ise aynı düzeyde kaldığını
düşünüyor.
Avrupa vatandaşlarının ise,
– %38’i geliştiğini,
– %29’u aynı düzeyde kaldığını,
– %28’i ise daha kötüye gittiğini
düşünüyor. Internetten Alınan Bilgiler Satın Alma Kararını EtkiliyorAraştırma sonuçlarına göre; Tüketicilerin yarısı (yüzde 51) “İnternetten edindiği bilgileri ürünleri satın almada etkili olduğunu düşünüyor.