Gıda katkı maddesi nedir?
Gıda katkı maddeleri; un, tuz, şeker, et gibi bir gıdanın karakteristik bileşeni olmayan ancak gıdanın soframıza gelene kadar geçirdiği işlemlerin herhangi bir aşamasında teknolojik gereklilik olarak gıdalara eklenen maddelerdir. Örnek vermek gerekirse, hamur kabartama tozu veya karbonat kullanmadan kek yapamayız. Bu durumda kabartma tozu ya da karbonat gıda katkı maddesidir. Enginarın esmerleşmemesi için limon tuzu kullanırız, bu durumda limon tuzu bir gıda katkı maddesidir.
Görüldüğü gibi, gıda katkı maddeleri bir amaç için gıdaya bilerek eklenen ve kendisinin ya da yan ürünlerinin, doğrudan ya da dolaylı olarak o gıdanın bileşeni olması beklenen maddelerdir.
Gıda katkı maddelerinin kullanımı hangi tarihlerde başlamıştır?
Gıda katkı maddeleri eski çağlardan beri gıdalarda kullanılmaktadır. Yazılı kaynaklara göre gıda katkı maddesi kullanımı MÖ 2500’e kadar uzanmaktadır. Günümüz yaklaşımı ile gıda katkı maddesi olarak kabul edilmeseler de; tuz, baharat, duman, sirke gıdalarda kullanılan ilk katkı maddeleri olarak değerlendirilir.
Gıda katkı maddeleri hangi amaçlarla kullanılır? Kullanılmaları gerekli midir
Üretilen gıdanın özelliğine göre, güvenli ve kendine özgü gıda üretmek için kullanılmaları gereklidir. Bu bakışla katkı maddesi kullanımına gerek duyulmadan üretilen gıdalar da vardır. Yoğurt, pastörize süt, bal, tereyağını katkı maddesi kullanımı gerekmeyen gıdalara örnek olarak verilebilir. Gıda katkı maddelerinin kullanım amaçları çeşitlidir. Bunların tümünü birkaç temel başlıkta özetlemek mümkündür.
- Gıda güvenliğinin sağlanması (Örn: Patojen (hastalık etmeni) bakteri gelişmesini ve toksin oluşmasını önleyerek gıda zehirlenme riskinin azaltılması)
- Gıdaların muhafaza edilmesi (Örn: Kısa sürede bozulmayı önleyerek gıda israfını önlemeye destek olunması ve aynı zamanda gıdaların üretilmedikleri yörelerde de güvenle ulaşılır olmasının sağlanması)
- Gıdada istenen kalitenin/yapının sağlanması, korunması ve iyileştirilmesi (Örn: Kabarmış kekler, yağ ve su fazı birbirine homojen biçimde karışmış mayonezler, topaklanmayan tuz gibi)
- Fonksiyonel gıda geliştirilmesi (Örn: Diyabetik ve düşük enerjili gıda üretilmesi, gluten intoleransı olan kişilere uygun gıda üretilmesi gibi)
Gıda katkı maddeleri güvenli midir? Sağlığımız üzerine olumsuz etkileri olabilir mi?
Gıda katkı maddeleri, yıllar süren kapsamlı güvenlik testleri (toksisite testleri) sonucunda, eğer kullanım koşullarında zararsızlıkları kanıtlanabilirse kullanımlarına izin verilen maddelerdir.
Yapılan uzun soluklu çalışmalar sonucunda her bir gıda katkı maddesi için, önce deney hayvanlarında hiçbir yan etki göstermeyen doz tespit edilir (NOAEL).
Ardından bu miktar bir güvenlik faktörüne bölünerek (bu faktör genellikle 100 olarak alınır ancak yapılan çalışmada ulaşılan sonuçlara göre 1000’e kadar çıkabilir veya 100’den daha düşük olabilir), insanlar için güvenli doz tespit edilir (ADI Değeri [Kabul Edilebilir Günlük Alım Miktarı (mg/kg vücut ağırlığı]. ADI değeri, insanların bir gıda katkı maddesini ömür boyu her gün tüketse dahi sağlık riski oluşturmayacak miktarı olarak kabul edilir. ADI değeri, insanların günlük olarak tüm gıdalardan aldıkları madde miktarı dikkate alınarak belirlenir.
Gıda maddelerinde kullanılabilecek gıda katkı maddelerinin miktarı ve kullanım koşulları ise; o gıdada teknolojik olarak kullanım gerekliliği olup olmadığı ve yine o gıdanın beslenme modelimizdeki ağırlığı dikkate alınarak belirlenir. Gıda katkı maddelerinin gıdalarda bulunabileceği maksimum miktarlar mg/kg ürün veya mg/l ürün olarak verilir. Ürün için maksimum gıda katkı maddesi miktarı belirlenirken, o gıdanın günlük tüketim miktarı da en önemli faktörler arasındadır.
Bu yönleri ile gıda katkı maddeleri, belirlenen limitler dâhilinde kullanılmaları durumunda gıda kimyasalları içinde en güvenilir gruptur.
Gıda katkı maddeleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için GGD Gıda Katkı Maddeleri Bilimsel Komite Raporu’na ulaşmak için tıklayınız
Çocukların veya kimi rahatsızlıkları olanların gıda katkı maddesi kullanılarak üretilmiş gıdaları tüketmeleri zararlı mıdır?
Öncelikle 0-3 yaş grubu bebek ve küçük çocukların gıdalarına ait kuralların çok özel olduğunu belirtmek gerekir. Bu yaş grubu çocukların gıdalarında kullanılabilecek her türlü girdi için (gıda katkı maddeleri de dahil) ve muhtemel riskler için (kimyasal bulaşışı, tarım ilacı kalıntısı vb) çok özel kurallar geliştirilmiştir. Bu gruba yönelik mamalarda, devam mamalarında ve ek gıdalarda katkı maddesi kullanımı son derece katı kurallarla ve çok kısıtlı düzeyde belirlenmiştir.
Gıda katkı maddelerinin ürünlerde kullanımlarına yönelik kurallar geliştirilirken; bu ürünleri bebek ve küçük çocuklar dışındaki çocukların, kimi sağlık sorunu olan bireylerin ve yaşlıların da tüketeceği dikkate alınır. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda gıda katkı maddeleri ile ilgili sorun yaşama olasılığı olan gruplar için etiket üzerine uyarılar yazılması zorunluluğu getirilmektedir. Aşağıda örnek olarak, iki farklı gıda katkı maddesi için etiket üzerinde bulunması gereken uyarı cümleleri verilmiştir.
“Sunset yellow (E 110): Çocukların aktivite ve dikkatleri üzerine olumsuz etkileri bulunabilir.”
“Aspartam/Aspartam-asesülfam tuzu: “fenilalanin kaynağı içerir”.
Tüketiciler etiket üzerinde yer alan her türlü bilgi ve uyarıyı dikkatle incelemeli, alışveriş ve tüketimlerinde bu uyarılara uygun davranmalıdır!
Bu kurala uyulduğunda, gıda katkı maddelerinin çocuklara ve sağlık sorunu olan kişilere olumsuz bir etkisi olma olasılığı bulunmamaktadır.
ADI değerini kim belirlemektedir? Bu değerin doğru olduğundan nasıl emin olabiliriz?
Dünyada küresel düzeyde ve Avrupa Birliği’nde bölgesel düzeyde gıdalarla ilgili risk değerlendirmesi yapılmaktadır. Gıda katkı maddelerine ait ADI değerinin belirlenmesi bir risk değerlendirme çalışması sonucudur.
Gıda katkı maddelerinin risk değerlendirme çalışmalarını küresel düzeyde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) altında, Gıda Katkı Maddeleri Üzerine Çalışan Ortak Uzmanlar Komitesi (JECFA) yürütmektedir.
Avrupa Birliği’nde ise gıda katkı maddeleri ile ilgili risk değerlendirme çalışmalarını Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) yürütmektedir.
Bu kurumların ortak özellikleri; konu ile ilgili tüm meslek gruplarını bünyelerinde barındırmaları; bağımsız, bilimsel kurumlar olmaları ve üyelerinin menfaat çatışması içinde bulunmamalarıdır. Her iki kurumun birbirleriyle de hiyerarşik ilişkileri bulunmaktadır.
Çalışmalarını şeffaf ve izlenebilir biçimde yürütmekte, çalışmalarına ilgili konular bazında bağımsız bilim adamlarını dahil etmektedirler.
Tüm bunlar dikkate alındığında; kurumsal, bağımsız ve multidisipliner çalışma sonucu belirlenen ADI değeri güvenilirdir. Belirlenen bu değer ülkemiz de dahil olmak üzere, tüm ülkelerce referans kabul edilerek benimsenir.
Gıda katkı maddelerinin gıdalarda bulunabileceği miktarlara hangi kurum veya kuruluş karar verir ve denetler?
Gıda maddelerinde kullanılabilecek gıda katkı maddelerin miktarı ve kullanım koşulları ADI değeri dikkate alınarak; o gıdada teknolojik olarak kullanım gerekliliği olup olmadığına ve yine o gıdanın beslenme modelimizdeki ağırlığına göre belirlenir. Bu görev ülkelerde gıda güvenliğinden sorumlu bakanlıklardadır. Ülkemizde gıda güvenliğinden sorumlu olan bakanlık Tarım ve Orman Bakanlığıdır. Tarım Bakanlığı gıdalarda hangi gıda katkı maddelerinin, hangi koşullarda kullanılacağına dair yönetmelik yayınlamıştır.
Bakanlık, bünyesinde istihdam ettiği kontrol görevlileri marifetiyle habersiz denetimler yaparak kurallara uyulup uyulmadığının denetimini yapmaktadır. Alınan kontrol numuneleri ise yetkili laboratuvarlarda analiz ettirilmektedir. Uygunsuzluk durumunda hangi cezaların verileceği ise kanunla belirlenmiştir.
ABD ve Avrupa’da kullanımı yasak olan katkı maddelerinin ülkemizde kullanımının yasal olduğu doğru mudur?
Hayır. Gıda maddelerinin her geçen gün daha yoğun bir biçimde dış ticarete konu olmaya başlaması sonucunda ülkelerdeki mevzuat farklılıklarının uluslararası ticareti zorlaştırdığı fark edilerek uluslararası gıda mevzuatı çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmalar küresel düzeyde Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Gıda Tarım Örgütü (FAO) tarafından kurulan Kodeks Alimentarius Komisyonu tarafından yürütülmektedir. Ülkemiz açısından bölgesel düzeyde Avrupa Birliği tarafından yürütülmektedir. Yapılan düzenlemelere ülkelerin temsilcileri de katılmakta, alınan kararlara uyulmaktadır.
ADI değerlerinin uluslararası boyutta belirlendiğini vurguladığımızı da hatırlatarak; gıda katkı maddeleri ile ilgili yasal düzenlemeler açısından dünyanın gelişmiş ülkeleri ile uyumlu olduğumuzu rahatça söyleyebiliriz. ABD ve Avrupa’da kullanımı yasak olan katkı maddelerinin ülkemizde kullanımının yasal olduğu iddiası gerçek dışıdır.
E kodları nedir?
“Gıda katkı maddeleri güvenli midir? Sağlığımız üzerine olumsuz etkileri olabilir mi?” sorusunun altında anlatılan yöntemle güvenli kullanılma koşulları belirlenen gıda katkı maddeleri uluslararası olarak onaylanmakta ve E kodu verilmektedir. E kodu hem katkının onaylı ve güvenli olduğunu göstermekte, hem de uluslararası ticarette aynı teknik dilin kullanılmasını sağlamaktadır. E harfi İngilizce olarak Avrupa kelimesinin (Europe) baş harfinden gelmektedir. Bir katkı maddesinin E kodu taşıması, bu katkının güvenlik çalışmalarının tamamlandığının ve onaylandığının göstergesidir.
Tuz, baharat, çeşni gibi aroma ve lezzet verici maddeler neden E numarasına sahip değil?
Tuz, baharat, çeşni verici soslar, süt tozu vb gıda katkı maddesi değil, gıdanın temel bileşenidir. Katkı maddesi olmadıkları için de e numaraları yoktur.
Tüm gıdalar gıda katkı maddesi içerir mi?
Hayır içermezler. Bir gıdada bir katkı maddesinin kullanımın onaylanması için, güvenlik çalışmalarına ilave olarak bir dizi kural ve ilke vardır.
Bir gıdada bir katkı maddesinin kullanılması için, güvenli olmasının yanı sıra;
- Teknolojik uygulama veya tüketici beklentisi açısından gerekli olması
- Gıdada var olan bir kusuru maskelemek amacı ile kullanılmaması ve gıdanın sahip olmadığı özelliklere sahipmiş gibi göstererek tüketicinin yanıltılmasına yol açmaması gerekmektedir.
Bu ilkeler dikkate alınarak; katkı maddesi kullanımı ve renklendirici kullanımı olmayan ürün grupları belirlenmiştir.
Gıda katkı maddesi kullanımı yasak olan ürünler nelerdir?
Aşağıdaki ürün gruplarında gıda mevzuatı gereği gıda katkı maddesi kullanımı yasaktır.
- İşlenmemiş gıdalar
- Bal
- Emülsifiye edilmemiş katı ve sıvı yağlar (Örn: Zeytinyağı, ayçiçek yağı, kuyruk yağı vb. emülsifiye edilmemiş yağlardır. Margarin emülsifiye edilmiş yağlara örnek olarak verilebilir.)
- Tereyağı
- Sade pastörize ve sterilize süt, sade pastörize krema ve kaymak. (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Fermantasyondan sonra ısıl işlem görmemiş sade süt ürünleri (Sade yoğurt ve kefir gibi). (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Sade, sterilize edilmemiş yayıkaltı (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Sade kahve ve kahve ekstraktları (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Sade yaprak çay (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Şeker
- Kuru makarna (Glutensiz hariç)
Renklendirici kullanımı yasak olan ürün grupları nelerdir?
Aşağıdaki ürün gruplarında gıda mevzuatı gereği renklendirici kullanımı yasaktır.
- İşlenmemiş gıdalar
- Çikolatalı süt
- Bal
- Bitkisel ve hayvansal kaynaklı katı ve sıvı yağlar
- Koyun ve keçi tereyağı
- Sade pastörize ve sterilize süt (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- FSade fermente süt (Sade yoğurt, kefir gibi) (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Sade koyulaştırılmış süt ve süttozları (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Sade yayıkaltı (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Sade krema ve krema tozu (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Sade peynir (Aromalandırılmış ürünlerde bu yasak geçerli değildir)
- Yumurta ve yumurta ürünleri
- Un ve diğer öğütülmüş ürünler ve nişastalar
- Ekmek ve benzeri ürünler
- Makarna, mantı ve benzeri ürünler
- Şeker (Çay şekeri, mono ve disakkaritler)
- Salça, domates püresi, biber püresi, konserve domatesler; domates bazlı soslar
- Meyve ve sebze suları ve nektarları
- Meyve, sebze (patates dahil) ve mantarlar — teneke ya da cam ambalajdaki veya kurutulmuş; işlenmiş meyve, sebze (patates dahil) ve mantarlar
- Ekstra reçel, ekstra geleneksel reçel, ekstra jöle ve kestane püresi
- Balık, yumuşakçalar (ahtapot, midye gibi) ve kabuklular (karides, yengeç gibi), et, kümes hayvanları ve av hayvanlarının etleri ve bunların hazırlanmış karışımları (köfte, döner gibi)
- Kakako ve kakao ürünleri, çikolata bileşenleri
- Tuz, tuz ikameleri; baharat ve baharat karışımları
- Şarap
- Rakı, votka gibi distile alkollü içkiler
- Şarap sirkesi
- Malt ve bira gibi malt ürünleri
- Kahve, çay, bitki ve meyve infüzyonları
- Corn flakes, patlamış prinç gibi tahıl ürünleri
- Bebek ve küçük çocuk gıdaları
Her katkı maddesinin kullanım miktarı sınırlandırılmış mıdır?
Hayır. Bazı katkı maddelerinin toksikolojik çalışmaları sonucunda, insan sağlığı açısından miktar kısıtlaması getirilmesine gerek görülmemiştir. Örn: Askorbik asit (E 300) yapı olarak C vitaminini aynıdır. İşte bu tür gıda katkı maddelerinin kullanım miktarını üreticiler belirler. Ancak burada da doğru teknoloji ile beklenen etkiyi gösterecek minimum miktarda kullanımları önemlidir.
Katkı maddesi kullanmamak daha mı iyidir?
Hayır, özelliklerine göre kimi gıdalarda kimi katkı maddelerinin kullanılması teknolojik bir gerekliliktir.
Yasalarla izin verilmiş katkı maddeleri, izin verilen gıdalarda ve izin verilen miktarlarda kullanıldıklarında tüketicinin yanıltılmasına neden olmazlar ve mevcut bilimsel veriler ışığında sağlık üzerine zararlı etki göstermezler. Örn: Sucuk yapımında koruyucu madde olarak nitrit/nitrat kullanımı zorunluluktur. Üretim aşamasında öldürücü bir toksin oluşturan, sağlığa zararlı bir mikroorganizma üremesi ihtimalini önlemenin yolu bu koruyucu kullanmaktan geçmektedir. Ancak yoğurtta her türlü koruyucu kullanımı yasaktır çünkü süte ısıl işlem doğru uygulandığında ve hijyenik koşullarda üretim yapıldığında insan sağlığına zararlı mikroorganizma üremesi beklenmez. Ayrıca yoğurt üretiminde kullanılan ürüne has mikroorganizmaların ortamda canlı olarak bulunması istenmektedir.
Katkı maddelerinin üretim sürecindeki fonksiyonları nelerdir?
Katkı maddelerinin gıdalara yönelik olarak kabul edilmiş ve yönetmelikle tanımlanmış 27 farklı fonksiyonu bulunmaktadır. Bunların bir kısmı tüketicilerce de bilinen fonksiyonlardır. Aşağıda en yaygın rastlanan fonksiyonlar verilmiştir:
- Antioksidanlar: Yağların acılaşması ve gıdalardaki istenmeyen renk değişikliği gibi oksidasyonun neden olduğu kalite bozulmalarını önleyerek, gıdaların raf ömürlerinin uzatılmasını sağlarlar. Örn: Enginarı kararmayı önlemek için limonla ovduğumuzda, gerçekte limonun içindeki askorbik asidin (Yapı olarak C vitamininin aynıdır) antioksidan etkisinden yararlanırız.
- Asitler: Asitliği arttıran ve/veya gıdada ekşi bir tat oluşumunu sağlayan maddelerdir. Örn: Sirke asidi (asetik asit), limon tuzu (sitrik asit)
- Asitlik düzenleyiciler: Gıdaların asitlik veya alkaliliğini değiştiren kontrol eden maddelerdir. Örn: Kalsiyum karbonat
- Emülgatörler: Bir gıda maddesinde, yağ ve su gibi iki veya daha fazla farklı fazın homojen bir karışımını oluşturur veya sabit tutarlar. Mayonez yapımında yumurtadaki lesitin doğal olarak emülgatör işlevi görmektedir. Lesitin başka pek çok karışamaz iki fazın karışmasında emülgatör olarak görev alır.
- Koruyucular: Gıdaların mikroorganizmalarla bozulmalarını önleyerek ve hastalık yapıcı mikroorganizmaların gelişmelerine karşı koruyarak güvenli olmalarını ve raf ömürlerinin uzatılmasını sağlarlar. Sucuk yapımında, ölümcül bir risk taşıyan botulinum toksininin gelişmesine engel olmak için koruyucu olarak nitrit/nitrat kullanılmaktadır.
- Kabartıcılar: Gaz oluşturarak hamurun hacmini artıran maddelerdir. Karbonat ve hamur kabartma tozları örnek olarak verilebilir.
- Topaklanmayı önleyiciler: Gıda parçacıklarının birbirine yapışma eğilimini azaltmak amacıyla kullanılırlar. Örneğin rutubetli ortamlarda tuzun yapışarak akıcılığını yitirmesi bir sorundur. Bunu önlemek için kalsiyum silikat gibi maddeler kullanılır.
- Renklendiriciler: Gıdaya renk veren ve/veya rengini kazandıran katkı maddeleridir.
Tatlandırıcılar: Gıdalara tatlı bir lezzet sağlayan şeker dışındaki maddelerdir.
Katkı maddesi olarak onaylanan maddelerin taşıması gereken özellikler var mıdır?
Evet. Bir kimyasal pek çok farklı alanda kullanılabilir. Örneğin selüloz gıda katkı maddesi olarak kullanılabildiği gibi, kağıt sanayiinde, tekstil sanayiinde, ilaç sanayiinde, boya sanayiinde kullanılabilen bir maddedir. Ancak gıda katkı maddesi olarak kullanılabilmesi için, gıda saflığında olmalıdır. Yönetmeliklerde gıda katkı maddelerinin taşıması gereken özellikler çok net olarak belirlenmiştir. Ancak bu koşullara uyan maddeler gıda katkı maddesi olarak kullanılabilirler.
Katkı maddelerinin gıdaların etiketinde ne şekilde belirtilmesi gerektiğine dair kurallar var mıdır?
Gıda katkı maddesi; gıdaların etiketinde bileşen listesi içerisinde, fonksiyonu, adı veya E numarası ile yer alır. Bir katkı maddesinin adının ve E numarasının etikette aynı anda belirtilmesi zorunluluğu yoktur. Katkı maddesinin adından açıkça fonksiyonu belli oluyorsa (Sitrik asidin asit olduğunun belli olması gibi) o zaman etikette ayrıca fonksiyon yazmak zorunlu değildir.
Etikette yer alan ‘katkısız’ ibaresi ne demektir ve neleri kapsar?
Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği gereğince katkı maddesi kullanımına izin verilen bir gıdada, bileşenlerinden gelen de dahil herhangi bir katkı maddesi yoksa bu gıda için etikette “katkısız” veya “katkı maddesi içermez/bulunmaz/yoktur/eklenmemiştir” vb. ifadeler kullanılabilir. Bu ifadeyi gören tüketiciler de; aynı sınıf ürünlerde katkı maddesi olduğunu ancak satın aldıkları gıda maddesinde bulunmadığını anlarlar.
Renklendirici vb. kullanılmasına izin verilen bir gıdada renklendirici kullanılmamış ise; etikette “Renklendirici içermez”, koruyucu kullanılmasına izin verilen bir gıdada koruyucu kullanılmamış ise etikette “Koruyucu içermez”, Renklendirici ve koruyucu kullanılmasına izin verilen bir gıdada renklendirici ve koruyucu kullanılmamış ise etikette “Renklendirici ve koruyucu içermez” gibi ifadeler kullanılabilir.
Bu örneklerden görülebileceği gibi, bir kutu sütünün etiketinde “katkısızdır” yazamaz, çünkü tüm kutu sütleri katkısız olarak üretilirler.
Monosodyum glutamat nedir?
Monosodyum glutamat, E 621 numaralı gıda katkı maddesidir. Gıdalarda aroma arttırıcı fonksiyonu ile kullanılmaktadır. Kullanımı ülkemiz mevzuatına, Avrupa Birliği mevzuatına ve Kodeks Alimentarius’a göre yasaldır. Gıdada kullanım miktarı; maksimum 10 gr glutamik asit/1 kg gıda olarak belirlenmiştir.
Monosodyum glutamat sağlığa zararlı mıdır?
Diğer tüm onaylanmış katkı maddelerinde olduğu gibi, kullanımı yasal olan monosodyum glutamat da sağlığa zararlı değildir. Uluslararası bilimsel kuruluşlar, bir katkı maddesi olarak monosodyum glutamatı “güvenli” maddeler sınıfına almışlardır. Avrupa Birliği’nde monosodyum glutamat için ömür boyu tüketilmek koşuluyla bir maddenin bir günde sakıncasız alınabileceği güvenli dozu belirten günlük kabul edilebilir düzey (Acceptable Daily Take – ADI) değeri tespitine bile gerek duyulmamıştır.
Monosodyum glutamat nasıl elde edilir?
Aroma arttırıcı olarak yaygın şekilde kullanılan monosodyum glutamat, nişasta, mısır, şeker pancarı, melas veya şeker kamışının fermente edilmesiyle elde edilir. MSG birçok gıdada doğal olarak bulunur. Örn: Domates, peynir gibi.
E120 Karmin nedir?
Karmin (Koşineal, Karminik asit) E120 numaralı gıda katkı maddesi grubudur ve gıdalara kırmızı renk veren bir renklendiricidir. Tüm dünyada, kırmızı renkli birçok gıdada (şekerler, sakızlar vb) ve emülsiye et ürünlerinde( sosis ve salam) kullanımı yaygındır. Gıda mevzuatına uygun bir şekilde kullanıldığında insan sağlığı açısından olumsuz bir etkisi bulunmamaktadır.
Karminik asit nasıl elde edilir?
Karminik asit, dişi Dactylopius cocus Costa dişi böceğinin kurutulmuş gövdelerinden oluşan koşineal maddesinin sulu, sulu alkolik veya alkolik ekstraktlarından elde edilir.
E 330 nedir? İddia edildiği gibi, insan sağlığı için en zararlı katkı maddesi midir?
E 330, bilimsel adı ile sitrik asit, halk arasındaki adı ile de limon tuzudur. Gıdalarda ekşiliği düzenleyen önemli bir asitlik düzenleyicisidir. Aynı zamanda önemli bir antioksidandır. Gıdalardaki kararmaları önler. Bu iki özelliği nedeniyle evlerde de yoğun biçimde kullanılır. Sitrik asit başta narenciyeler olmak üzere birçok meyvede yüksek miktarlarda bulunan bir organik asittir. Sitrik asit insan organizmasında da gram seviyelerinde her gün üretilir. Meyve suları ve meşrubatlar başta olmak üzere çok sayıda gıda türünde gıda katkısı olarak kullanılır. İnsan sağlığı üzerine hiçbir olumsuz etkisi saptanmadığından günlük kabul edilebilir eğer (ADI) belirlenmemiştir.
Derneğimiz web sayfasında yer alan “Şehir Efsaneleri” kısmında gıda katkı maddeleri ile ilgili asılsız iddialara yönelik açıklamalar bulunmaktadır.
Aspartam nedir?
Aspartam E 951 numaralı katkı maddesidir. Tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Bu tatlandırıcı fenil ketönüri adlı kalıtsal metabolik hastalığa sahip kişilerce tüketilmemesi gereken “fenil alanin” isimli bir madde içerir. Proteinli gıdalarda bulunan bir amino asit olan fenil alanin bu hastalardaki enzim eksikliği nedeniyle parçalanamaz ve sağlık sorunlarına neden olur. Bu nedenle aspartam içeren gıdaların etiketinde aspartam ve dolayısıyla fenil alanin içediğine dair bir uyarı bulunur. Bu özel hastalar günlük diyetlerinde sadece aspartamı değil, et, balık, tavuk, yumurta, süt, peynir, yoğurt gibi pek çok gıdayı da tüketememektedirler.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu gıda katkı maddesi midir? Etikette E numarası ile ifade edilmediğini görüyoruz.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu gıda katkı maddesi değil, şekerdir. Bu nedenle E numarası yoktur. Web sayfamızda şeker ile ilgili kısımda hakkında ayrıntılı bilgi yer almaktadır.